Pages

4 Ekim 2012 Perşembe

04.10.2012 - Bazı insanlar Paris'e gitmek istiyor olabilirler...



Sevgili Jiyong,

Üzgünüm, son birkaç gündür sana hiç yazamadım. Bu aralar çok fazla film izliyorum da. Kendimi dünyadan soyutladım denebilir.

Dikkatimi ne çekti biliyor musun?
Son günlerde izlediğim her filmde Paris’in lafı geçti. Birkaç film Paris’te geçiyordu. Bazılarında ise oyuncaların yolu Paris’ten geçiyordu. Arkadaşlarımla konuşmalarımda bile Paris’ten bahsedildi. Sence de ilginç değil mi?

Nedense sonbahar ya da kış zamanı görmek istiyorum Paris’i. Bilirsin. Sonbaharda Eiffel’in tepesindeyken şapkanın uçup saçlarının savrulması kadar iyisi yoktur. Bakarsın trençkotlu yakışıklı bir yabancı kaybettiğin şapkanı sana getirmeye karar verir, kim bilir? :) Gerçi sen erkeksin ama ne demek istediğimi anlamışsındır. Yani sonuçta, senin de atkın uçup gidebilir ve trençkotlu güzel bir kız tarafından geri getirilebilir. ^^

Kışı ele alalım. :) Paris’e gitsem muhtemelen zilyonlarca fotoğraf çekinirdim. Kışın fotoğraf çekmek harikadır. Üstelik çekeceğimiz yer alelade bir yer de değil, Paris! Öyle güzel bir şehri karlar altında fotoğraflamak harika olmaz mı? :)

Aslında gitmeyi istediğim çok şehir var. Sana yeri geldikçe hepsinden bahsedeceğim. Şimdilik takıntılı şekilde düşlediğim tek şehir Paris. Ve yine şimdilik hepsi hayal olarak kalıyor.

Ama hey! 
Hayal kurmak için Paris’ten daha iyi bir yer olabilir mi? 

Sen gitmiştin değil mi oraya? Bana biraz anlatsana… :)

Sevgiler...
Prenses.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Sample text

Sample Text