Pages

22 Ekim 2012 Pazartesi

22.10.2012 - En mutlu düşten daha mutludur uyanmak. - G.B.Shaw




Sevgili Jiyong,

Hayatımda hiç bu kadar çok etkilenmemiştim bir rüyadan… Bunu sadece sana anlatabilirim. Ama yeri burası değil. Bir araya geldiğimde anlatacağım hepsini.
Sadece bana etkilerini bilmeni istedim şimdilik.

Donup kaldığım bir şey yaşadım. Her şeyin bittiğini hissettim. Ağladım, bağırdım ama sesimi duyuramadım. Yardım için kimseyi çağıramadım. Kendim de kalkıp gidemedim. Ayaklarım oraya yapışmış gibiydi. Kollarımı bile kaldıramadım. Sıkı bir iple bağlanmıştım sanki. Sesime ne olmuştu hiç bilmiyorum. Çıkmadı. Yalnızca o sesi duydum. Hayatımın, hayallerimin, her şeyin elimden kayıp gittiğini belirten bir sesti.
En kötüsü de, her şey benim suçumdu. Yapmamam gereken bir şeyi, dalgınlıkla yaptığım için olmuştu bunlar. Daha dikkatli olmalıydım. Sadece birkaç saniyelik bir zaman diliminde her şey olup biterken hem umutsuzluk, hem korku, hem de vicdan azabı ve pişmanlıkla boğuştum. Neredeyse ölecek gibiydim, ama ölmeyeceğimi ve ömrümün kalanında bu acıyı hissetmem gerektiğini de biliyordum. Ölmek daha kolaydı. Ve acısız. Hatta umut dolu… Sesler kesildiğinde hareket kabiliyetim de geri gelmişti. Hemen koştum. Uzaklaşmak mı istiyordum yoksa daha yakından bakmak mı hatırlamıyorum.
Uyanmışım.

Etrafıma bakıp bunun gerçek olmadığını söyledim kafamın içinde kendime. 

Sonra yaptığım ilk şey müzik çalarıma uzanmak oldu. Şok ve korkuyla ellerim titreyerek kulaklığı kulağıma taktım. Odadan çıkıp yalnız kalabileceğim bir yere geldim ve şimdi hangisi olduğunu hatırlayamadığım bir Big Bang şarkısı açtım. Yine de rüyanın gerçek olup olmadığını düşünüp duruyordum. Böylece sesi yükselttim ve sona getirdim. Kulaklarım acıyordu. Kafamın içi senin sesinle dolmuştu. Düşünceler bir süreliğine uzaklaştı. Ancak tam olarak kendime gelmem birkaç şarkı sürdü.

Rüyamı kimseye anlatmadım. Anlatacağım tek kişi de sensin. Çünkü o an beni kendime getiren de sen olmuştun.

Bu mektubumda, bir hata yaptığında ya da çok üzüldüğünde, pişman olduğunda, acı çektiğinde sen ne yaparsın, diye sormayacağım. Senin müziklerini dinleyen biri olarak ne yaptığını anlayabiliyorum. 
Sen hepsini bizimle paylaşıyorsun.

Bu sana iyi hissettiriyor mu gerçekten? Ben ne yapmalıyım iyi hissetmek için?

Sana anlatmak yeterli olacak mı?

Sevgiler...
Prenses.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Blogun çok hoşuma gitti nasıl da içten yazıyorsun öyle...Kıskandım açıkçası:)Takipteyim Prenses^^

Pabuçsuz Prenses dedi ki...

Teşekkür ederim çok mutlu oldum bu yorumuna :) Mektuplardan oluşan bir blog olduğu için aklımdan geçeni olduğu gibi yazıyorum, karşıdakine yolladığım mektuplar gibi :)
Tekrar teşekkür ederim takibin ve yorumun için :)

Yorum Gönder

 

Sample text

Sample Text